İçindekiler
Azerbaycan Tarihi
Azerbaycan Tarihi, Azerbaycan’ın resmi adı Azerbaycan Cumhuriyeti’dir. Adı hakkında değişik görüşler ortaya atılmaktadır. M.Ö 323 yıllarında burayı yöneten Atropates’ten ve od anlamına gelen Azer kelimesinden adını aldığı iddia edilmektedir. En çok kabul göreni ise, bölgede uzun süre hüküm süren Hazar Türklerinden alındığı yönünde olmaktadır.
Azerbaycan coğrafyası pek çok hanlığın, devletin ve milletin yönetimlerine tanık olmuştur. Türkler ilk olarak M.Ö Saka-istik dönemde bu topraklara girmişlerdir. M.S 395 yıllarında ise Hun Türklerinin bölgede hüküm sürdükleri bilinmektedir. Selçuklu döneminde Azeri topraklarında Türklerin çoğalmaya başladığını, Akkoyunlu ve Karakoyunlular döneminde ise Türk nüfusunun en fazla olduğu görülmüştür.
Azerbaycan’da Hüküm sürmüş Hanlık ve Milletler
Topraklarda sonraki dönemlerde sırayla Safeviler, Afşarlar, Kaçarlar hüküm sürmüşlerdir. Daha sonraki dönemlerde ise Azerbaycan’da, Şeki, Gence, Bakü, Derbent, Kuba, Nahcivan, Tebriz, Urmiye ve Erdil hanlıkların hüküm sürmüştür. Azerbaycan Rus egemenliğine girdikten sonra, Ermeniler yerleştirilmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti
Azerbaycan Cumhuriyeti, Kafkasya bölgesinin güneybatısında yer almaktadır. Güneyde İran, batıda Irak, kuzeyde Gürcistan ve kuzeydoğuda Türkiye ile komşudur. Azerbaycan 78.000 mil kareyi kapsıyor ve 7.6 milyon nüfusa sahip. Başkenti Bakü, en büyük şehri Ceyh Azerbaycan’dır. Genel olarak, Azerbaycan zengin bir tarihe sahip petrol zengini bir ülkedir.
1800’lerin sonlarında Azerbaycan Rus İmparatorluğu’nun bir parçası olarak görülüyordu. Ancak Rusya’dan ayrılmak isteyen birçok devrimci vardı. Bu devrimcilerden birinin adı Sabchakhch Jafar Sultanoglu-Slotevich idi. Tiflis’te (şimdi Tiflis) Rus İmparatorluğu’na karşı bir ayaklanmaya öncülük etti ve ayaklanmayı kendisi bastırdı. Bu, Rus İmparatorluğu ile vassalları arasında bir güven kaybına yol açtı ve birçoğunun Sultanoğlu-Sloteviç’in davasının yanında yer almasına yol açtı. Nihayetinde bu, Rus İmparatorluğu’nun 1800’lerin sonlarında vassallarının kontrolünü kaybetmesine yol açtı.
Sovyetler Birliği, diğer tüm cumhuriyetlerde olduğu gibi, 1939’dan 1991’e kadar Azerbaycan’ı işgal etti. Sovyetler Birliği, herhangi bir ayaklanmayı bu şekilde daha iyi bastırabileceklerine inanıyordu. Azerbaycan ve Türkmen askerlerini kullanarak milliyetçi hareketleri zorla bastırdılar. Ayrıca, milliyetçi hareketleri daha da bastıran ülkenin askeri üslerinin çoğunu işgal ettiler. Buna ek olarak, Sovyetler Birliği tüm büyük şehirleri işgal etti ve toplum üzerinde güç kullanarak sıkı bir kontrol sağladı. Radikalleri sınır dışı ederek, muhalifleri idam ederek ve isyancı hareketlerin bazı kısımlarını toplumdan zorla çıkararak milliyetçi hareketleri bastırdılar. Bu işgal, birçok milliyetçi hareketi bastırdığı gibi Azerbaycan tarihine de kara bir bulut bıraktı ve Azerbaycan’ın geçmişine karanlık bir miras bıraktı.
Ancak bu dönemde de umut ışığı vardı. En dikkate değer olay, Başkan Abulfaz Elçibey’in 1988’de Sovyetler Birliği’ne karşı başarısız bir devrime öncülük etmesiydi. Helikopter savaş gemileri kullanarak Sovyetler Birliği’ni Bakü’den devirmek için ordusunu seferber etti. Ne yazık ki Elçibey için devrimci güçler zayıftı ve böyle bir çabaya hazır değildi. Liderleri yıllar önce Sovyetler tarafından tutuklanmış ve geriye sadece Elçibey’in davasını destekleyen yarı hazırlıklı milisler kalmıştı. Kötü planlanmış devrim, bu liderlik eksikliği sayesinde başarısız oldu; Elçibey sonunda Sovyetler tarafından hapse atıldı ve 1989’da öldü.
Güncel olaylara göre Azerbaycan, Hazar bölgesinin en büyük ekonomilerinden biri olmasının yanı sıra toplam petrol üretimi açısından da önde gelen ülkelerinden biridir. Ulus daha önce işgal altında acı çekti, ancak devrimci faaliyetlerin sıcak noktası olarak tarihi sayesinde zorlu zamanlar boyunca direndi. Yakın tarihin zor zamanlarına rağmen, Azerbaycan halkı kadim tarihiyle gurur duyuyor ve geleceğe cesaret ve kararlılıkla ilerlemeye devam edecek!